Turizm ve Etkinlik Endüstrileri. Türkiye’nin lokomotif sektörü olan, en önemli döviz girdisi sağlayan, yüzbinlerce kişinin yoğun emek vererek geçimini sağladığı, Türkiye’nin toplam istihdamının yüzde 8’ini tek başına karşıladığı, milyarlarca dolarlık yatırımın olduğu, Türkiye’nin dünyada söz sahibi olmasını sağlayan, dünya toplumlarının hayranlıkla tatillerini yaptığı, misafir memnuniyeti konusunda özellikle Akdeniz çanağında yer alan rakip devletlerin gıptayla ve parmaklarını ısırarak baktığı, pandemi dönemli dahil en hassas kararların alınarak kurumsal ve kişisel hijyen konularının en sıkı şekilde uygulandığı ve bu konuda yok zamanda ve olmayan parayla milyarlarca liralık ek harcama kalemlerinin sağlandığı, yerli ve yabancı turistlerin büyük güvenle tatillerini geçirdikleri, vatanımızın tüm cennet köşelerinin ve tesislerimizin dünya köşe yazarları tarafından büyük titizlikle kaleme alındığı muhteşem ve eşsiz bir endüstri.
Turizm ve Etkinlik Endüstrileri, terör saldırıları başta olmak üzere, ekonomik olarak daralan tüm dönemlerde kendi başının çaresine bakmış, kurumsal itibar konusunu titizlikle uygulayan markalarıyla varlığını sürdürmüş, istihdam konusunda yüzbinlerce insanın ekmek kapısı olmuş, ülkemizin cari açığını kapatan en önemli endüstri olarak varlığını bugünlere kadar getirmiş devasa bir endüstri. Türkiye’nin uğradığı gerek terör ve gerekse ekonomik saldırılara baktığımızda, sektörün nasıl yara aldığını çok net biçimde görebiliyor ve bu konuyu yukarıda ki başlıklarla birlikte haddini ve sınırını aşan bazı köşe yazarlarına altını çizerek tekrar hatırlatmak istiyorum.
1 Şubat 2013 – ABD Büyükelçiliğine Saldırı
Ankara’da ABD Büyükelçiliği önünde bir intihar bombacısı x-ray cihazından geçerken üzerindeki bombayı patlattı. Saldırıda 2 kişi ölürken 1 kişi de ağır yaralandı.
11 Mayıs 2013 – Reyhanlı saldırısı
Hatay Reyhanlı’da düzenlenen 2 ayrı bombalı saldırı sonucunda 52 kişi yaşamını yitirdi, 146 kişi yaralandı. Bombalı araçlarla düzenlenen saldırı, o tarihe kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kayıtlara geçmişti.
6 Ocak 2015 – Sultanahmet’te saldırı
İstanbul Sultanahmet’te IŞİD militanı Diana Ramazanova Sultanahmet Turizm Şube Müdürlüğü’nün önünde elinde tuttuğu el bombalarını patlattı. Patlamada 1 polis memuru şehit olurken, 1 polis memuru da yaralandı.
5 Haziran 2015 – Diyarbakır Saldırısı
Diyarbakır’da HDP’nin mitinginde iki ayrı patlama meydana geldi. 7 Haziran seçimlerine 48 saat kala meydana gelen ve IŞİD’in düzenlediği saldırıda 5 kişi yaşamını yitirdi.
20 Temmuz 2015 – Suruç saldırısı
Şanlıurfa Suruç’ta yaşanan terör saldırısında üzerinde bomba yüklü olan terörist, gençlerin yaptığı basın açıklamasında kendini patlattı. 34 kişinin hunharca katledildiği kanlı terör saldırısında 103 kişi de ağır yaralandı.
10 Ekim 2015 – Ankara saldırısı
Ankara Garı’nda Barış Mitingi’ne düzenlenen saldırı, Türkiye tarihinin en kanlı bombalı terör eylemi oldu. Hain saldırıda 103 kişi katledilirken, 48’i ağır 238 kişi yaralandı. Türkiye günlerce bu saldırıyı konuştu.
12 Ocak 2016 – Sultanahmet’te intihar saldırısı
Sultanahmet Meydanı’nda Alman turist kafilesi hedef alındı. IŞİD’in üstlendiği canlı bomba saldırısında 11 kişi hayatını kaybetti.
13 Mart 2016 – Ankara Saldırısı
Ankara Kızılay’da yine PKK tarafından bombalı araçla düzenlenen saldırıda 35 kişi yaşamını yitirdi.
19 Mart 2016 – Taksim Saldırısı
İstanbul’un en merkezi yeri olan İstiklal Caddesi’nde IŞİD’li bir canlı bombanın kendini patlatması sonucu 3’ü İsrailli, biri İranlı 4 turist öldü.
17 Şubat 2016 – Ankara’da bombalı araçla saldırı
Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı, kuvvet komutanlıkları ve lojmanlarının bulunduğu Devlet Mahallesi’nde bomba yüklü araç trafik ışıklarında bekleyen servis araçlarının yakınında patladı. 28 kişinin öldüğü saldırıda 61 kişi yaralandı.
7 Haziran 2016 – Vezneciler Saldırısı
İstanbul Vezneciler’de düzenlenen saldırıda 6’sı polis 12 kişi şehit oldu.
28 Haziran 2016 – Havalimanı Saldırısı
İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali girişinde yaşanan silahlı çatışma sonrası, IŞİD’li 3 farklı canlı bomba teröristin kendini patlatması sonucu 41 kişi hayatını kaybetti.
15 Temmuz 2016 – Fetöcü Çetelerin Darbe Girişimi
Türk ordusu ve kamu kurumlarının ele geçirilmeye çalışılması ile birlikte, Türkiye’nin ve Türk halkının bölünmeye çalışılması, emperyalizmin cennet ülkemize çöreklenme planlarının tüm dünya tarafından canlı tanıklıkla izlendiği kara günün adı. Yaşanan bu terör saldırısında 291 kişi katledilerek şehit oldu.
10 Aralık 2016 – Beşiktaş Saldırısı
Beşiktaş’ta Beleştepe olarak bilinen Vodafone Arena yakınlarında düzenlenen iki bombalı saldırıda 44 vatandaşımız yaşamını yitirdi.
1 Ocak 2017 – Reina Katliamı
Yılbaşı günü İstanbul’un marka mekanlarından biri olan Reina’ya yapılan terör saldırısında 39 kişi katledildi, 70 kişi ise yaralandı.
15 Mart 2020 – Koronavirüs (Covid-19) Pandemisi
Dünya, Çin’den yayıldığı söylenen ve bugüne kadar hiçbir kurumun tanımladığı hastalıklar arasında yer almayan Covid-19 ile tanıştı. Ekonomik ve toplumsal olarak yeni bir sürecin başladığı bu dönem itibariyle Türkiye ve diğer dünya devletleri, hiç alışık olmadığı bir daralmayla karşı karşıya kaldılar, tüm sektörler Covid-19 sürecinde büyük ve geri dönülmez yaralar alırken, Turizm ve Etkinlik Endüstrileri ise değim yerindeyse dibe vurdu, binlerce yurttaşımız can verirken, on binlerce yurttaşımız ise hastalığın pençesine düştü.
Yaşanan tüm bu süreçler, Türkiye’yi ve iş dünyasını hedef alırken, ekonomik olarak daraltmak, dünyaya karşı itibarsızlaştırmak, güvenli ülke algısını yıkmak, Türk halkının ise refahını hedef alarak farklı türden kırılma noktalarını oluşturmak adına düzenlendi ve yaşandı. Ancak tüm bu süreçte Türk ekonomisi derin yaralar alırken, Turizm ve Etkinlik Endüstri’leri ise geri dönülemez sonuçları yaşadılar, yaşamaya devam ediyorlar.
Tüm bu süreçlerde yaşanan siyasal ve politik kırılma noktaları, seçimler, referandumlar derken ortaya çıkan ekonomik daralmaların faturasını ödeyen turizm ve etkinlik endüstrisi paydaşları gün be gün kan kaybederek 15 Mart 2020’ye kadar geldi ve ardından ise yaşanan pandemiyle birlikte iş yapamayan, para kazanamayan, otelcisinden restoranına, etkinlik ajansından, acentesine, dekorcusundan teknik şirketine kadar uzayan ve giden 52 sektör branşı, artık ferah günlere ulaşmayı dört gözle bekliyorlar. Onuruyla ve haysiyetiyle varlığını sürdüren tüm paydaşların, pandemi sürecinde ortaya koydukları birlik ve beraberlik girişimleri ise olası daha büyük sorunların ise önünü kesen en önemli etken oldu.
Tüm bu süreci neden kaleme aldığımı soran tüm sektör dostlarımıza ise hem bir hatırlatmada bulunmak, sektörde yaşanan ekonomik daralmaların sonucunu bir kez daha vurgulamak, haddini ve sınırını aşan bazı köşe yazarı olarak geçinen kişilerin ise sadece yazı yazmak yerine, aynı zamanda okumasını, araştırmasını ve yazılarını bilgi dahilinde yazmalarını sağlamak adına özellikle vurgulamak istedim.
Tüm sektör dostlarımıza sağlıklı ve mutlu günler dilerim
Umut Kaya
